7 Şubat 2011 Pazartesi

Ahh ahhh tatill...

      Çok güzel geçen bir haftasonundan sonra yine işbaşı... Boşluk bulup da blog yazarken anlatacaklarımla tekrar o anlara dönmek paha biçilemez =)))
     Evet dediğim gibi Cuma günü sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Bursa'ya yola çıkıldı, oradan da Uludağ' a... Cuma günü yorucu geçti diyebilirim. Otele yerleşme, kayak takımlarını, hocaları ayarlama derken akşam oluverdi bile. Dağ havası, bol oksijen hepimizi serseme çevirdi. Yorgunluktan otelin lobisinde uyuduğumuz zamanlar bile oldu. Bir de gitmeden önce kendimi o kadar hazırlamıştım ki bol bol foto. çekeceğim diye inanın Bursa' ya vardığımızda foto. makinemi bulamadım bavulumda. Zaman kaybetmeden ilk Teknosa' ya gidildi ve yeni bir tanesi alındı. (Onun da başına gelmeyen kalmadı. Daha ilk günden lobide uyuya kaldığımızdan foto. makinem de cebimden düşmüş ve koltuklarda kalmış. Ertesi gün ben makine arıyorum, lobiye çalışanlara falan soruyorum makine yok. Çıldırdım. Neyse ki döneceğimiz gün bulundu ama yazık oldu. O güzel anlar sadece akıllara kazıldı. İlk gün çektiğim foto.lar kurtarılabildi.) 
     Otelimiz ilk bölgedeydi. Pistler felaket kalabalıktı. Haftasonu kayacak yer çok zor bulundu. Prof. anlamda kayanlar diğer pistleri tercih ederken biz sadece Beceren Otel' in telesiyej ve pistinden yararlandık. Malum acemilik =)) 
     İkinci gün sabahın köründe, yataktan kalkar kalkmaz kendimizi yine piste attık ve buradan bir arkadaşımla karşılaştık. Onun da Bursa' da işi varmış, işi bitene kadar yarım gün de olsa kayacakmış. Resmen hayran kaldım, yazık o kısıtlı zaman da bir de ben çaldım zamanını ve Beceren Cafe' de oturduk, sohbet ettik. 13.30 gibi o gitti, biz de yemeğe çekildik otele. Biraz dinlendikten sonra yine piste... Pistler 17.00 gibi kapanıyor. Ve en güzeli -çoğu otelde var mı bilmiyorum ama- 5 çayı... O yorgunluktan ve soğuktan sonra sıcacık çay insanın içini ısıtıyor. Akşam yemekleri de öyle. Daha da iştah kabartıcı.
     Son gün çok kayamadık otelden çıkışımız 12 olduğundan biz ancak hazırlanırız diye ski pass lerimizi almadık. Son gün de, biraz önce bahsettiğim arkadaşım geldi. Bu kez yalnız değildi, zaten her haftasonu grupça çıkıyorlarmış yeni öğrendim. (Belki bu haftasonundan itibaren ben de onlara katılabilirim =))) Yine kısıtlı zamanlarından çaldım ve yine Beceren Cafe' de oturduk, sohbet, muhabbet...
     Tatile çıkmadan önceki yazımda bu yıl board deneyeceğim yazmıştım. Sanırım tamamen sallamışım =))) Cesaret edemedim ve kayağa döndüm. Zaten o düşenleri gördükten ve düşüp kolumu incittikten sonra ben de board cesareti falan hiçbir şey kalmadı.
     Haftasonu çok güzeldi, şansımıza hava da güneşliydi. Hiç bitsin istemedim... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder