26 Kasım 2011 Cumartesi

Naçizane bir tavsiye =)))

       Genelde şampuanımı çok fazla değiştiremem. Değiştirdiğimde saçım da yapısını değiştirir; yağlanmaya falan başlar bir acayip olur. O nedenle uzun zamandan beri Bonacure ve Avon' un Naturalis serisinden kullanıyorum ve ikisinden de acayip memnunum.
       Geçen gün Watsons' ta gezerken dikkatimi çekti bu şampuan. Daha önceden sıvı el sabunlarından almıştım ve memnun kalmamıştım. O günden sonra da pek güvenemedim şampuan, sabun vs. tarzı şeylerine. Ama bu şampuan başka =))) Neden mi? Çünkü şampuanın %98' i bitkilerden oluşuyor ve Paraben, Sülfat, Fosfat, SLS ve DEA içermiyor. Sadece Parabenin ne olduğunu biliyorum, diğerlerinden pek haberim yok; belli ki hepsi ağır metaller. 
      Ben saçıma uygun olarak hacimlendirici şampuanını aldım. Saçlarım hem çok ince telli hem de çok az. Bu arada şampuanın adı: Down Under Natural' s NUDE.   


22 Kasım 2011 Salı

Piksel çılgınlığı...

    '' Klasikleşmiş atari oyunları, piksel görüntüleri...
     Pacman, Super Mario, Bomberman, Doom ve diğerleri...
     Bu oyunlar esin kaynağı oldu ve tabi onlar kadar sevimli olan piksel görüntüleri... ''

                                                                                       diyor Kübra KONCA.

      Gerçekten sıradışı giyinmeyi sevenler için güzel bir alternatif. Koleksiyonları gerçekten çok başarılı. Oyun oynarken oynadığımız ekranlar, karakterler birer etek, elbise olmuş =))) Ben en çok pac-man oynardım. Yemleri yerkenki haline bayılırdımmm. O da sanallıktan çıkıp bir elbise üzerinde hayat bulmuş. Birkaç örnek vermek gerekirse;





  
      Bu son 2 foto. gerçekten dikkatimi çok çekti. Özellikle bu sonuncu elbise gelinlik olarak tasarlanmış =)) Tüllerini arkaya attığınızda babydoll oluyor ve geceyi tamamlıyorsunuz.
      Bir önceki ise benim giyebileceğim türde. Genelde çok tarz sahibi ve marjinal olarak nitelendirilebilecek kişilere hitap eden bir koleksiyon olarak görsem de şeker pembeli, turunculu, kalpli kat kat olan elbiseyi ben de giyebilirim hem de seve seve =)))

21 Kasım 2011 Pazartesi

chocolate chip cookies...

      Bayadır bu cookielere takmış durumdayım. Tarifini internetten buldum ve ilk defa bu cookieler için mutfağa girdim. İlk denemem aslında fena değildi ama cookileri aralık vermeden tepsiye yerleştirdiğimden, pişince hepsi birleşti ve tepsinin şeklini aldı =)) Kırarak yemek zorunda kaldım ama tadı harikaydı.
      İkinci denemem ise bu akşam oldu ve akıllandım =))) Aralarında yeteri kadar mesafe bırakarak ve elimde yuvarlayıp fazla yaymadan yerleştirdim. Bakalım tadları nasıl olacak? Eğer istediğim gibi olurlarsa yarın iş arkadaşlarıma da ikram etmeyi istiyorum. Malum hepsi benden daha becerikli hatta birisi geçen haftalarda mercimekli köfte yapmış ve getirdi, inanılmazdı. Konu yemek olunca pek iddialı olamıyorum malesef =)) Eğer bu cookie sınavını geçersem, muffin yapmayı deneyeceğim. Sınıf atlıyorum yani =)))
      Tarifine gelince;
  125 gr margarin,
  1 bardak esmer şeker,
  3 yemek kaşığı toz şeker,
  1 paket vanilya
  1 paket kabartma tozu
  1 yemek kaşığı tuz
  1 yumurta,
  1 su bardağı damla çikolata,
  1 + 3/4 su bardağı un,
      İlk önce şekerleri ve margarini mikserla iyice karıştırıyoruz. Daha sonra yumurtayı ekliyoruz. Yine mikserla karıştırmaya devam ediyoruz. Unu, kabartma tozunu, tuzu, vanilyayı kısaca geriye kalan tüm malzemeleri katarak karıştırıyoruz. Bu sefer mikser kullanmıyoruz; çünkü kurabiye kıvamında olması için spatula yardımıyla karıştırmamız gerekiyormuş. Ben bu seferki yaptığımda toz şeker ve tuzu kullanmadım. Ek olarak da fındık parçacıkları ekledim. Veee fırına verdim =))) 165-170 derecede 20 dk yetiyor sanırım. Ben arada açıp bakıyorum yakmamak için. Bir de belki biliyorsunuzdur ama ben ilk yaptığımda öğrendim. İçinde kabartma tozu olduğu için hamur pişirken acayip yayılıyor, bir de ben şekillerini büyük cookie gibi yapmıştım iyice tepsiye yayılmıştı. Şimdi küçük bir parça alıp elimde yuvarlayıp şekil vermeden yerleştirdim; zaten kendisi yayıldıkça cookie şeklini aldı.  
      Afiyet olsun hepinize =))) Ben bir fırına bakıyım =)))
 
      

19 Kasım 2011 Cumartesi

Eurovision adayları belli mi olmuş?

     

      Bu yıl Bakü'de düzenlenecek olan Eurovision'da ülkemizi temsil edecek isimler belli oldu. Kimler mi?
                  

                  1-) DUMAN
                  
                  2-) ŞEBNEM FERAH

                  3-) ATİYE

                  4-) HANDE YENER

                  5-) MURAT BOZ      


      Otoriteler Murat Boz ve Atiye arasında kalmışlar. Bence de en uygunu Atiye. Hem genç hem dinamik =)) Bu işin hakkını verir gibi duruyor. Tabi son anda listede değişiklik olmazsa, hiç belli olmaz.
  

17 Kasım 2011 Perşembe

momiji mesaj bebekleri =)))

     Bu mesaj dolu bebekleri bir ben sevemedim diyordum ki meraktan sitesine girip Hello Kitty i görene kadar... Stickerlarım, pasaport kılıfım, bavul etiketim, çoraplarım, araba kokum vs. öyle abuk şeylerim Hello Kitty li olunca, bu momijiler de gözüme tatlı gözükmeye başladı son zamanlarda =))) Pazarlama taktiklerini sevdim. Benim gibi Hello Kitty hayranlarını bile kendilerine çekebiliyorlar. 
    Eğer sizin de çevrenizde -benim çevremde olduğu gibi- bu bebekleri beğenen, ilginç bulan ve henüz sahip olamayanlar varsa, onlar için vazgeçilmez bir hediye olacaktır. =))



     
     En beğendiğim kittyli bebek bu oldu. Bana da bu bebekle mesaj gelebilir =))
 

15 Kasım 2011 Salı

hemoglobin...

      Hemoglobin Pop-up Store, 2 Kasım-2 Ocak tarihleri arasında bizleri yine genç tasarımcıların -spor ağırlıklı- hazırladıkları koleksiyonlarla buluşturuyor. Bence en uygun bir zamanda uğramak ve bir göz atmak lazım =))) Ceylan Zigoşlu, Kith&Kin, Clue, Burcu Aslan, Berry, Choke Jungle, Pınar Yeşilnacar tasarımcılardan bazıları...



 Sinemaya az gitmezdim öğrenciyken... Ahhh ahhh.. Özledimmm =((( Bana yine ahhh çektiriyorsun Trio... Ahh ahhh =)))

Clue tasarımları;


Choke Jungle'dan;


Burcu Aslan;



9 Kasım 2011 Çarşamba

kutu kutu pense... pride boxy bags =)))

      (Yıllık et, tatlı ve hatta macaron rezervimi doldurduğum bir bayramın daha sonuna geldim. Tatilin bitmesine üzülmedim ama en yakın tatilin de ne zaman olacağını hesaplamıyor da değilim hani =)))
      Yine yazmadığım zamanlarda iyi ki almışım, iyi ki yapmışım dediklerimden bahsetmek istedim. Yakın bir zamanda kutu çanta aldım. O kadar bayılarak kullanıyorum ki işmiş, resmiyetmiş dinlemiyorum. Son zamanlarda satchel tarzı çantalara da takmış bir durumdaydım, ilaç gibi geldi diyebilirim. 
      Elif Uysal, fashionbypride markasının yaratıcısı ve tasarımcısı. Küçük bir muhabbetimiz oldu; kendisi çok tatlı ve cana yakın birisi. Tasarımları çanta ağırlıklı. Gerçekten çok cici modelleri var. O kadar model arasından karar vermek de imkansız gibi =)) İşte sadece birkaçı;
      




      Ben en üstteki modeli aldım; ama kalpli olanda da aklım kaldı. Çantaların içini açtığınızda bir mektup çıkıyor. Gerçekten bu fikri çok orjinal buldum. Kargo da çok hızlı. Bir de unutmadan her modelden sadece 3 tane var, tasarım mantığı budur işte. Herkeste olmayacak =)))
      Çantalar göründüğünden çok daha güzel ve kaliteli. Hiç pişman olmuyorsunuz hatta benim gibi iyi ki diyorsunuz. Ayrıntılı bilgi ve çeşit için fashionbypride.com =)))

2 Kasım 2011 Çarşamba

çooookkk özlemişim =)))

      Kesinlikle ve kesinlikle çok özlemişim blogumu çoookk. Post girmeyeli 4 ay olmuş şaka gibi =)))
      4 ayda neler oldu? Hımmm..
      En önemlisi ablamı verdik =)) Hem de o kadar özenmemize ve uzun zamana yayarak daha da güzel ve özel olmasını planlarken (tabi ablam için sadece yüzükleri önemliydi törenmiş, merasimmiş hiç düşünmedi bile) çok ani bir şekilde 1 hafta öncesinden haber verdiler ve apar topar yaptık. Neyseki ben onun adına daha hevesli olduğum ve araştırdığım için içimizde kalmadı her şeyi yapmaya çalıştık. (tabiiki de annemle, ablam bu süreçte çok rahattı hiç düşünmedi bile)
      Kısaca bahsediyim =))) İsteme, yüzük takılma ve pasta kesme olayını evde yaptık. Pastaları beyaz ve lame renkli şeker hamurundan, yuvarlak, üstünde de kanatlarında baş harflerinin yazıldığı 2 tane kelebek vardı =)) Ayrıca aynı şekilde cupcake'lerini de yaptırdık. Bu arada çok kalabalıktık. Kapıyı açan da ben olunca nerede bitecek diye düşünmediğim de olmadı değil hani =))) Gelen bayan misafirlerimize gümüş çanta aynası, erkeklere de çorap verdik adetmişşşş =))) Bu arada o kadar kısa zamanda istediğim gibi bir elbise bulmak imkansızdı. Ablam çok daha şanslıydı tabi 2 tane elbise aldı. Bense evden uydurmak zorunda kaldım sadece ayakkabı alabildim ve onu da o gün eniştem getirdi =))) Yüzükler takıldıktan sonra akşam motelimizde yemek verdik. VEEEE işte bu arada ben ve annem devreye giriyoruz =))) Masa ve yer organizasyonu konusunda. Çok bayıldım, her şey o kadar güzel yapıldı ki kaç kere teşekkür ettik bilmiyorum organizasyon şirketine =))) Masamız kocaman bir U şeklindeydi. Tam ortası gençlerin masası, 2 yanda da dünürler =)) ve misafirlerin masası. 3 renk hakimdi: pembe, yeşil ve beyaz.. Cam suplalar, suplaların peçetesi, süsü, osu busu küçük ama bir o kadar da dikkat çekici detaylar vardı. Benim en hoşuma giden çift olarak foto.larının konmasıydı. VEee hep bahsettiğim caramelistanbul' dan küçük kovalarda yine çiftin isminin ve tarihin yazılı olduğu kağıtçık ve renkli drajeler.. Yüzsüzlük yaptım ve misafirlerden önce kova kova götürdüm hepsini =))) Foto.ları yükleyeceğim de benimkiler prof. olmadığı için idare edicez artık =)))
      Eniştemi çok seviyorum ya.. Hepsi, herkes çok mutlu olsun... Dünya Türk olsun =PPP


                        Eniştem İzmirli olduğu için çiçek ve çikolata İzmir'den geldi =))


      Yine adetmiş çikolatamız kocaman gümüş bir gondolun içinde geldi. O kadar çok çeşit ve draje vardı ki 1 haftada bitti diyebilirim. Vakko bu konuda kendini oldukça geliştirmiş. Gerçi çok dantel ve süs harcanmış hazırlanırken ama süperdi.

                                           Masa organizasyonuna gelince; =)))